22 Nisan 2010 Perşembe

ÇİÇEKLENDİM SANA










Ruhumuzu dinlendiren bir müzik eşliğinde, yudumladığımız kahvemiz ve balkonumuzda mis gibi kokularıyla çiçeklerimiz; en büyük keyiflerden biri bu olsa gerek. Balkonlarımızın yazın bize bol enerji vermesi için şu günlerde dikebiliceğimiz bitkiler açelya, menekşe, şakayık, sardunya, küpe çiçekleri, camgüzeli, kadife çiçekleri, begonya. Direk güneş almayan ancak bol ışık alan evimizin bir köşesinde rahatlıkla yetiştirebileceğimiz çiçek türlerindendir. Her çiçeğin sulaması farklı şekildedir. Bir hafta iki hafta gibi süreleri dikkate almamakta fayda var. Benim felsefem her zaman saksımdaki toprağa dokunmak ve toprakta nem var ise bir süre daha beklemek toprak kuru ise sulama yapmak. "secret garden nocturne http://fizy.com/#s/1h1s1q "

20 Nisan 2010 Salı

Japon ayvası

Japon ayvası (Chaenomeles Japonica) kırmızı, pembe, beyaz renklerde çiçekleriyle büyüleyen bir güzelliğe sahip, yapraklarını döken bir çalı türüdür. Her hali ayrı güzeldir. Şubat ayı öncesi sarı yaprakları, güneşli günleri müjdeleyen bahar dalları ve sonrasında dekoratif meyveleri ile her daim kendine hayran bırakır. Japon ayvası baharı erken müjdeleyen bahar dalları ile bahçenin en güzel yerinde olmayı hakeder. Dört mevsim dikilebilir. Ancak en güzel ay Şubat ayıdır. Gününüze eşlik etmesi dileklerimle Goran Karan'dan "Stay With Me" http://fizy.com/#s/1035pu

14 Nisan 2010 Çarşamba

ÇOCUKLUĞUMU ÖZLÜYORUM

12 Nisan 2010 Pazartesi

Günaydınım Narçiçeğim

Anarkali Efsanesi
Feyzi Halıcı'nın güftesine kaynak olan Hint efsanesi "Anarkali"i anlatılmaktadır.
Anarkali, halktan bir gence aşık olan Hint prensesidir. Anarkali'nin babasının askerleri, bu iki genci yakalar. Ve güzel prensesi, diri diri duvara gömerler. Prensesin gömüldüğü yerde, baharda nar çiçekleri açmaya baslar.
Zaten Hint dilinde de"Anarkali", nar-çiçeği demekmiş.
Çinuçen Tanrıkorur, bu efsaneyi anlattıktan sonra udunun tellerine dokunur ve Yesari Asım'ı hatırlatan üslubu ile, Kürdilihicazkar şarkısına başlardı.

GÜNAYDINIM http://fizy.com/#s/1ai0nn

Şavkıması sana doğru yolların

Sana doğru denizlerin çağrısı
Çırıl çırıl ötelerde bir güzel
Günaydınım, narçiçeğim, sevdiğim

Çıkmaz sokaklarda bu minyatür kim
Bu gögüs kim, ya bu gözler, bu saçlar
Uzak bir özlemde ayak sesleri
Günaydınım, narçiçeğim, sevdiğim

Bu yıldızlar doğan günü çağrışır
Bu gündüzler gözlerini çağrışır
Ya kimlere verdin avuçlarını
Günaydınım, narçiçeğim, sevdiğim

Vurdum tellerine seni sazımın
Sende anahtarı alın yazımın
Yağmur yağmur serpil yalnızlığıma
Günaydınım, narçiçeğim, sevdiğim

Makam : Kürdili-Hicazkâr
Usul : Nimsofyan
Beste : Çinuçen Tanrıkorur
Güfte : Feyzi Halıcı
Seslendiren : Melihat Gülses

ANARKALİ EFSANESİ
Türkçe kaynakların aksine efsane yabancı kaynaklarda çok daha farklı aktarılmış. Hem fikir
oldukları nokta Anarkali'nin diri diri duvara gömülmüş olması.

According to legend, Muġal Prince Salīm, later to become Emperor Jahāngīr, fell in love with a girl named Anārkalī as a young prince. As she was a dancing girl, not of noble birth, the romance was forbidden by the prince's father, Muġal Emperor Akbar. Anārkalī, whose title means "pomegranate blossom" (bestowed for her beauty), was buried alive in a wall said to be located within the bazaar, by the order of Emperor Akbar. It is believed that her original name was Nādira or Sharf-un-Nisā.
Whether or not Anārkalī existed is controversial as there is no evidence that Prince Salīm ever fell in love with the courtesan, including no reference to her in Salīm's autobiography.

Efsaneye göre, daha sonradan Jahangir İmparatoru olan Mugar Prensi Salim, genç bir prensken Anarkali isimli bir kıza aşık olur. Fakat kız dansçıdır ve asil bir kandan doğmamıştır. Bu aşk Prensin babası olan Mugal İmparatoru Akbar tarafından yasaklanır. Anarkali İmparator Akbar'ın emriyle, çarşının içerisindeki bir duvara canlı canlı gömülür.Onun güzelliğini anlatmak için Anarkali ismi ona bağışlanır. Orjinal isminin Nādira ya da Sharf-un-Nisā olduğuna inanılır.

Anarkali'nin var olup olmadığı tartışma konusuyken, Prens Salim'in de saray halkından biriyle bir aşk yaşadığının içeren hiç bir referans bulunamamıştır biyografisinde..."

Hâsl-ı Kelâm hemen hemen tüm yabancı kaynaklarda efsane bu şekilde anlatılmış olmakla birlikte, bütün türkçe kaynaklarda da İsmail Kurt'un yazısında olduğu gibi geçmiştir.
Kaynak; Alıntıdır.
Kubbede hoş bir sadâ olması temennisiyle ...

8 Nisan 2010 Perşembe

SUKULENT ÜRETİMİ









Sukulentlerin üretimi ayırma, çelik ve yaprakları ile yapılmaktadır. Türüne göre bazen aldığınız minicik bir dalı toprağa dikey şekilde ekmeniz veya minicik yaprakları yatay şekilde bırakmanız yeterlidir. Minicik bir yaprağı öylece toprağa bırakıyorsunuz ve onun köklenip toprağa kök salmasını izliyorsunuz. Bıraktığınız yaprak kurumaya başlarken onun kıyısından yeni bir yaprak yaşam savaşına başlıyor. Bu süreci izlemek çok keyifli :) bugün sizlerle farklı zamanlarda üretmeye çalıştığım sukulent fotoğraflarımı paylaşmak istiyorum.